Suriyeli vekilden Esad-Erdoğan görüşmesi hakkında açıklama

Nabil Toumeh, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın, Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile üçlü görüşmeyi reddettiği iddialarını soran Nahed Al Husaini’ye, "Cumhurbaşkanlığı bu konuda resmi olarak bir açıklama yapmadı" yanıtını verdi

Suriyeli vekilden Esad-Erdoğan görüşmesi hakkında açıklama

Baas Partisi milletvekili Nabil Toumeh, Şam-Ankara ilişkilerine yönelik açıklamalarda bulundu. Olası bir Erdoğan-Esad görüşmesine ilişkin “Suriye olarak bizim, böyle bir adımın Erdoğan’a seçimlerden önce yarayıp yaramayacağını düşünmeliyiz” ifadelerini kullandı.

United World International’a konuşan Nabil Toumeh, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile üçlü görüşmeyi reddettiği iddialarını soran Nahed Al Husaini’ye, “Cumhurbaşkanlığı bu konuda resmi olarak bir açıklama yapmadı” yanıtını verdi.

Toumeh’in açıklamaları şöyle:

“Batılı basın kuruluşları Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Erdoğan ve Putin’le üçlü görüşmeyi reddettiğini söylüyor. Bu haber doğru mu?

Cumhurbaşkanlığı bu konuda resmi olarak bir açıklama yapmadı. Yani, medyada ortaya çıkan şey tamamen bir spekülasyondu. Gerçekte ulusal çıkar kavramı bu buluşmanın olabileceği mantığını taşır ve siyasette ne mutlak düşmanlık ne de kalıcı dostluklar vardır. Çıkarlara göre, böyle bir toplantı yapılacaksa, her iki taraf için de emniyet ve güvenliği garanti eden ulusal egemenlik koşullarının dikkate alınması gerekir.

Bu haberler yanlışsa, bu toplantının ne zaman gerçekleşmesini bekliyorsunuz?

Türkiye 2023 yılında oldukça karmaşık bir siyasi ortama sahip. Özellikle yaklaşan başkanlık seçimleri bunun bir unsuru. Suriye olarak bizim, böyle bir adımın Erdoğan’a seçimlerden önce yarayıp yaramayacağını düşünmeliyiz.

Ayrıca bu görüşme Suriye’ye yönelik haksız yaptırımların hafifletilmesine yol açacak mı? Ülkeye yönelik ekonomik, siyasi ve sosyal ablukanın bir kısmının kaldırılmasına katkı sağlayacak mı? Bunların dikkate alınması gerekir. Bu çerçevede toplantı seçimlerden önce veya sonra olabilir.

Suriye Türkiye’den ne bekliyor?

Beklentiden ziyade, Suriye, 2011’den önce var olan komşuluk ilişkilerinin temel ilkelerinin gerçekleşmesini gerektiğine inanıyor. Bu noktaya geri dönmek için, Türk tarafı Suriye’nin ve tüm komşularının güvenlik ve sınır güvenliği hakkına karşı olumlu tutum göstermeli.

Suriye hükümeti,  Suriye Demokratik Güçleri ve onun ülkenin kuzeydoğusundaki bağımsız bölgesel oluşumuna nasıl bakıyor? Türkiye bunları ulusal güvenliği için bir tehdit olarak görüyor. Bu varlığa karşı Türkiye-Suriye ortak operasyonu mümkün mü?

Kürtler Suriye, Türkiye, kuzey Irak ve kuzeybatı İran’da baskınken, en büyük kitle Türkiye’de yoğunlaşıyor. ABD tarafından desteklenen bu oluşum hakkında mutabakat çok önemli. Eğer iki taraf, Irak ve İran’la birlikte böyle bir anlaşmaya varırsa, bu, bazı aşırılık yanlısı Kürtlerin olası tehdidini sona erdirebilir. Böyle bir operasyon, karşılıklı anlayış ve diyalog sayesinde gerçekten mümkün.

Şu anda Türkiye’de bulunan Suriye vatandaşları dikkate alındığında Türkiye-Suriye işbirliği mümkün müdür? Atılabilecek adımlar nelerdir?

İşbirliği olmalı. Bu işbirliğinin eksikliği krizi canlı tutmak anlamına geliyor. Bu konudaki anlayışın akılcı ve mantıklı diyalog çerçevesinde olması gerektiğini her zaman vurgularım. Bu, her iki tarafın, özellikle de Türk tarafının atması gereken en önemli adımdır.

Suriye Anayasa Komitesi toplantılarını durdurdu. Suriye hükümeti bu komitenin çalışmalarında neyi reddediyor?

Komite, devlet otoritesi tarafından desteklenen sosyal bir seçenektir. Böylece sözde muhalefetle müzakere yürütebilir. Ne Suriye hükümeti ne de BM temsilcisi Pedersen komite çalışmalarını durdurmadı ama karşı tarafta diyaloğu sürdürme ciddiyeti yok. Mesela Türkiye bazı muhalefet partilerini destekliyor, Amerika başkalarını destekliyor ve Körfez yine farklı partileri destekliyor. Suriye ile Türkiye arasında bir uzlaşma olursa birçok ikilemi çözecek ve komite görevine geri dönecektir.

ABD, Suriye topraklarındaki faaliyetlerini IŞİD’e karşı savaşarak meşrulaştırıyor. Bu doğru mu?

Bu gerekçelendirmenin mantıksız ve gerçekçi olmadığı kesindir, çünkü IŞİD ve El Nusra ve ona bağlı olanların oyunu ortaya çıkmıştır. Onları kimin kurduğunu ve kimin yönettiğini biliyoruz. Bu saçmalık artık kimseyi kandıramaz çünkü ABD’nin derin politikası Suriye topraklarını işgal etmektir. Amerikalılar, IŞİD’e karşı mücadelelerinde samimi olsalardı, Suriye hükümeti ile birlikte savaşırlardı, dolayısıyla zaferleri çok daha güçlü olurdu.

Burada Amerikalıların Suriye’de yeni askeri üsler kurmak istemesinden duyduğum kaygıyı ifade etmek istiyorum. Bu da sonuçta Türkiye’de mevcut olan İncirlik üssünün kapatılmasına yol açacaktır. Türkler, ABD’nin kendilerine yönelik gizli politikasının farkında mı?

Bu onların Ruslar ve İranlılarla ilişkilerinin ürünü. Konuşmama çıkar oyunuyla başladım ve ABD çıkarları zedelendiğinde, sakin ama yıkıcı hareket eder.

İsrail’in Suriye’ye yönelik hedeflerini ve faaliyetlerini nasıl tanımlarsınız?

Son derece düşmanca davranıyorla ve Suriye’nin kimseye düşman olmadığının, hakikat düşmanlığına inandığının farkında değiller. Biz Suriye’nin, İsrail’in işgal ettiği Golan’daki haklarını saklı tutuyoruz ve Filistin’in başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerini kurma hakkını da destekliyoruz. Haklar iade edildiğinde düşmanlık ortadan kalkar ve bu herkes için geçerlidir. Suriye her zaman verimli diyalog çağrısında bulunur ve kaçamak ve yüzeysel diyaloglardan kaçınır.