Tudeh: Kahrolsun diktatör!
"Bu korkunç suçla ilgili haberler İran'da güçlü bir şekilde yankılandı ve ülke içindeki popüler örgütler ve önde gelen şahsiyetler tarafından yapılan açıklamalar, insanların öfkesinin geniş boyutlarının altını çiziyor."
Tudeh’in Mahsa Amini’nin ölümü sonrası İran’da başlayan protestolara ilişkin açıklamasını Gazete Manifesto okurları için çevirdik.
28 Haziran 2022’de Ali Hamaney, sosyal medyada İran halkını korkutmak ve rejimin 1980’lerde işlediği kanlı suçları yüzsüzce savunmak için tasarlanmış bir mesaj yayınlayarak, mevcut koşullarda bu suçları tekrar etmekle tehdit ederek, “1980’lerin Allah’ı bu yılınkiyle aynı Allah!” dedi. Bu, emekli diktatörün rejimin durumuyla ilgili endişelerinin açık bir işaretidir.
Son aylarda özellikle mayıs ayından itibaren, diktatörlüğün haydutlarının ülkemiz halkına, özellikle de rejimin insanlık dışı ve ortaçağ politikalarından bıkmış kadınlara karşı artan acımasız baskılarına ve şiddetine tanık olduk. Son günlerde, Dini Lider’in paralı askerlerinin yaptığı son canice vahşete tanık olduk. İran’ın batısındaki Saggız şehrinden bir aile ziyareti için başkent Tahran’a seyahat eden 22 yaşındaki Mahsa (Zhina) Amini, 13 Eylül Salı günü Tahran’daki bir metro istasyonunda tutuklandı. Ahlak polisi ajanları tarafından bir başörtüsünü tam olarak uygun şekilde takmadığı iddiası ile gözaltına alındı ve daha sonra Tahran’daki Vozara Caddesi’ndeki gözaltı merkezlerinden birine götürüldü. Çeşitli raporlara göre, birkaç saat sonra Mahsa Amini, kritik bir durumdayken Kasra Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesine transfer edildi. 16 Eylül Cuma günü öldüğü açıklandı.
İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı’nın (HRANA) bir raporuna göre, güvenlik görevlileri, erkek kardeşine, zorunlu bir saatlik “yeniden eğitim/yeniden eğitime” katıldıktan sonra serbest bırakılacağını söyleyerek Bayan Amini’yi ahlak polisi Vozara’daki gözaltı merkezine transfer etti. Ancak, Amini’nin gözaltındayken dövüldüğü ve birkaç saat sonra acil olarak ihtiyaç duyulan tıbbi tedavinin gecikmesi nedeniyle gözaltı merkezinden Tahran’daki Kasra Hastanesine nakledildiği iddia edildi. Gözaltı merkezinden ayrılanlar, Amini’nin ani bir ruh hali değişikliği ve sonrasında son derece gergin bir halde gerçekleşen hastaneye transferini anlattılar. Güvenlik güçleri daha sonra gözaltı merkezinin dışında toplanan tutukluların endişeli aile fertlerine saldırdı ve biber gazı sıkmaya başladı.
Kasra Hastanesi dışında başta kadın protestocular olmak üzere başka önemli gösterilerin yapıldığına dair birkaç haber var. Bu korkunç suçla ilgili haberler İran’da güçlü bir şekilde yankılandı ve ülke içindeki popüler örgütler ve önde gelen şahsiyetler tarafından yapılan açıklamalar, insanların öfkesinin geniş boyutlarının altını çiziyor. Amini’nin cesedi, bu sabah memleketi Saggız’da, “Kahrolsun diktatör!” gibi sloganlar atan büyük bir insan kalabalığının ortasında toprağa verildi. Geçici mezar taşında basitçe şöyle yazıyor: “Sevgili Zhina, ölmeyeceksin, adın direniş sembolümüz olacak”.
Mahsa Amini’nin İran İslam Cumhuriyeti suçlularının elindeki trajik ölümü, halkımız 1988’deki rejim tarafından şimdiki başkan İbrahim Reisi gibi katillerin de içinde olduğu ve binlerce siyasi tutsağın katledildiği “Ulusal Felaket”i anarken gerçekleşti. Bu durum bir kez daha açıkça göstermektedir ki, mevcut gayrimeşru ve sevilmeyen rejim iktidarda kaldığı sürece tiranlığa, insan hak ve özgürlüklerine yönelik şiddetli ve kanlı baskılara son verilmesi umudu yoktur. İran İslam Cumhuriyeti tarafından işlenen bu son korkunç suçu kınarken, İran Tudeh Partisi, İran’ın ve dünyanın tüm ilerici ve özgürlük seven güçlerine teokratik suçlara karşı eşgüdümlü ve yaygın bir protesto düzenleme çağrısını yineler. İslam Cumhuriyeti rejimi herhangi bir reformun ötesindedir ve bu nedenle bu felakete kesin bir son vermenin ve ulusal demokratik hükümetin yolunu açmak için halk mücadelelerini güçlendirmeli, genişletmeli ve koordine etmeliyiz.
İran Tudeh Partisi
17 Eylül 2022