BM: ABD'deki ırkçılık kritik seviyede

Birleşmiş Milletler (BM) Çağdaş Irkçılıkla Mücadele Özel Raportörü Ashwini K.P., ABD ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada, ülkedeki sistematik ırkçılığın devam ettiğini vurgularken, “ABD, ırkçılığa ve ırk ayrımcılığına karşı mücadelede kritik bir dönemeçte” dedi.

BM: ABD'deki ırkçılık kritik seviyede

BM’de düzenlenen brifingde konuşan Çağdaş Irkçılıkla Mücadele Özel Raportörü Ashwini K.P.  ABD’deki birçok eyaleti ziyaret ettiğini ve gözlemlerini içeren BM raporunun haziran ayında yayınlanacağını belirtirken, şimdiye kadarki gözlemleriyle ilgili açıklamasında, ülkenin ırkçılığa ve ayrımcılığına karşı mücadelede kritik bir dönemeçte olduğunun altını çizdi.

IRKÇILIĞIN TEMELİNDE BEYAZLARIN ÜSTÜNLÜĞÜ ALGISI YATIYOR

BM’nin ABD’deki gözlemleri sırasında ülkedeki ırksal adaleti sağlamayı amaçlayan tüm girişimlere karşı koordineli direnişi derin endişeyle not ettiklerine dikkat çeken Ashwini, güncel raporla ilgili değerlendirmelerini şu şekilde sürdürdü:

“Ziyaretim sırasında pek çok kişinin devam eden sistemik ırkçılık ve ırk ayrımcılığıyla karşı karşıya kalmaya devam ettiği çok açıktı. Hükümet tarafından uygulanan girişimlerin henüz çoğu bireylerin yaşamları üzerinde önemli iyileşmeler yaratmadığı gibi, ırk, renk ve etnik köken temellerinde ayrımcılığın sürdüğünü gözlemledik. Güç dengesizliğinin altında yatan beyazların üstünlüğü sorunu, ırkçılığın ve ırk ayrımcılığının modern biçimlerini güçlendiriyor.”

Gezi sırasında tanıştığı birçok kişinin ‘tüm temel hakları için mücadele etmek zorunda kaldığını’ ve günlük hayatlarında sıklıkla ‘geri itilmelerle karşı karşıya kaldıklarını’ dile getirdiğine vurgu yapan BM Irkçılıkla Mücadele Özel Raportörü, açıklamasını, “ABD, ırkçılığa ve ırk ayrımcılığına karşı mücadelede kritik bir dönemeçte. Irkçılığın bu tezahürleri, ırksal olarak ötekileştirilmiş gruplara mensup insanları hayatlarının her aşamasında tarihsel, sistematik ve kurumsal olarak etkiledi, etkilemeye devam ediyor” sözleriyle sonlandırdı.
Siyasi kutuplaşma da derinleşiyor

ABD’de derin bir siyasi kutuplaşma yaşandığını da bildiren Ashwini, ekonomik belirsizlikle birlikte büyüyen aşırı gelir ve servet eşitsizliğinin, Amerikan toplumunun dokusunda ciddi hasarlar yaratan ayrımcılığa zemin yarattığı konusundaki endişelerini paylaştı.

Böylesine kritik bir noktada, ABD hükümetinin ırkçılığa ve yaygın nefrete karşı mücadelede aynı çizgide kalmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan, Ashwini, “Bu, hükümet tarafından önemli ölçüde daha fazla ve daha adil bir yatırım, ırkçılık temelinde dışlanmış gruplardan olanların siyasi ve kamusal katılımına izin veren iyileştirmeler ve siyasi kutuplaşmanın azaltılmasını sağlayabilecek daha fazla şeffaf eylem gerektirecek” dedi.

Kasım ayında, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin Amerika Birleşik Devletleri hakkında hazırladığı bir rapor, ülkedeki ceza adaletinin etnik azınlıklara karşı beyazlara göre daha sert olduğunu ortaya çıkarırken, siyahların ölüm cezasına çarptırılma ve daha sert cezalara çarptırılma ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu göstermişti.

SAĞLIK HİZMETLERİNDE DE SİSTEMATİK IRKÇILIK HAKİM

Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) yayımladığı raporda, Amerika kıtasındaki Afrika kökenli kadınların doğumda ölme olasılıklarının yüksekliğinin, ‘kötü yaşam tarzı seçimlerine veya kalıtsal yatkınlıklara’ atfedilmesinin yanlış olduğu ifade edilmişti.
Raporda, yeni analizlere göre, söz konusu ölümlerde, Kuzey ve Güney Amerika kıtalarındaki ‘sağlık sektöründe sistemik ve tarihsel bir ırkçı taciz modelinin’ etkili olduğu belirtildi.

Ülkede, sağlık sektörünün birçok alanında Afrika kökenli kadın ve kızların sistematik olarak ihmal edildiği ve kötü muamele gördüğü vurgulanan raporda, “Afrika kökenli kadınların sağlık hizmetinde karşılaştıkları kötü muamele sözlü ve fiziksel tacizi, kaliteli bakımın reddedilmesini ve ağrının giderilmesinin reddedilmesini içerebilir. Sonuç olarak, hamilelik sırasında artan komplikasyonlarla ve sıklıkla ölümle sonuçlanan gecikmiş müdahalelerle karşı karşıya kalırlar” ifadeleri kullanıldı.
UNFPA İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem, değerlendirmesinde, ‘Amerika’daki ırkçılık belasının’, birçoğu, köleleştirme kurbanlarının torunları olan siyahi kadınlar ve kızlar için devam ettiğini itiraf etmişti.