Devrimci ve yurtsever bir aydın: Server Tanilli

Aydın olmanın yükümlülükleri elbette vardır fakat Server Tanilli bu yükümlülükleri zaruri bir görevi aşan bir iradeyle sahiplenmiştir.

Devrimci ve yurtsever bir aydın: Server Tanilli

Server Tanilli 29 Kasım 2011 tarihinde aramızdan ayrıldı. Ölümünün 12. yılında hatırlıyor ve saygıyla anıyoruz.

Türkiye’de aydınlar, özellikle sosyalist olan ya da solda duran aydınlar yakın tarih boyunca saldırılara, karalamalara, sürgünlere ve ölüme mahkûm edilmiştir. Devrimci ve yurtsever bir aydın, hukuk bilimcisi olan Prof. Dr. Server Tanilli de saldırıya maruz kalan aydınlardan bir tanesidir. 1978’de, evinin önünde uğradığı silahlı saldırı, faşist çetelerce gerçekleştirilmişti ve Server Tanilli tekerlekli sandalyede yaşamı boyunca mücadelesini sürdürmekten geri durmamıştı.

Server Tanilli, özellikle uygarlık tarihine, demokrasiye, Cumhuriyet’e ve laikliğe, kadın sorununa, Kürt sorununa, eğitim sistemine dair yazdığı eserleriyle herkesin yakından takip ettiği, çok yönlü bir isme, akademisyene dönüşmüştür. Aydın olmanın yükümlülükleri elbette vardır fakat Server Tanilli bu yükümlülükleri zaruri bir görevi aşan bir iradeyle sahiplenmiştir.

1980 darbesinden sonra, kapitalist sistemin yeni bir entegrasyon süreci başlatmak için gençliğe yaptığı müdahaleleri, YÖK’ün kuruluşu gibi başlıkları önemsemiş ve “Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?” adlı bir kitap yazarak Voltaire’in, Fransız Devrimi’nin etkisini ele alarak gençlerin yeni düzende ufkunu açmış, onlara yol gösterecek bir pusula olmuştur.

29 Kasım 2011’de kaybettiğimiz Server Tanilli, eserleriyle ve bize miras bıraktığı öğretileriyle yön vermeye devam ediyor. Bilimin yalnızca saf bir objektivizmle ele alınmaması gerektiğinin, bugün akademinin de bilimin de tarafsız olamayacağının altını çizmiş, gerçeğin ve doğruların tarafında olmak gerektiğini söylemiştir.

(Bu yazı Yurtsever gazetesinin 2. sayısında yayınlanmıştır.)

***

Ben hem aydınlanmacı hem de Marksistim

Türkiye’de aydınlanmacı düşünce bize göre yapıcı bir fikirdir ama bazı çevreler için tehlikelidir.

Avrupa’da da bu böyle olmuştur. Aydınlanma hareketine zalimce tepkiler gösterilmiştir. Voltairelerin, Diderotların çektiklerini düşünün.

90’lı yıllarda bakıyorum da silahlar daha çok aydınlanmacı bilim adamlarına döndü. Uğur Mumcu, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve en son Ahmet Taner Kışlalı. Bunlar Kemalist aydınlanmacılar. Tehlikeli görülüyorlar.

Canlarına kastın altında yatan onların aydınlanmacı tavrıdır. Sıradan bir düşüncenin insanları değildiler. Bir dünya görüşünün insanları ve o dünya görüşünün toplumumuzda düşmanları var.

Onun için öldürüyor.

Baş etmesine imkan yok. Aydınlanma hareketine karşı ondan daha ileri, daha aydınlık, daha yapıcı ne söyleyebilir ki fikir olarak.

***

Hayatta kalmak bir şanstır tabii. Ben bu şansı yaşadım. Bu insana büyük bir mücadele azmi veriyor.

Benim bu kadar çok yazmamın, ürün vermemin psikolojik bir kaynağı vardır, isterim ki kalemimle insanları daha çok aydınlığa kavuşturabileyim. Aydınlığın düşmanları daha çok açığa çıksın. Aydınlık adına bir hınç tabii duyduğum.

***

21. yüzyıla yaşadığımız 20. yüzyıldan çok büyük sorunlar kalacak. En başta tüketim toplumuna endekslenmiş tekniğin, yer yuvarlağına ne türlü zararlar verdiğini görüyoruz, insanlar yer yuvarlağının ellerinden gitgide çıktığını fark edecekler. Doğa ve iklim dengesizliklerine kadar korkunç şeyler yaşıyor dünya. Bu bütün insanları tehdit ediyor.

Bunların kaynağı tekniği dünyayı mahvedecek şekilde kullanan kapitalizmdir. O elde edeceği karına bakıyor, havanın kirlenmesi, doğanın dengesinin bozulması umurunda değil. Zannediyorum 21. yüzyılda insanlar bu tehlikeyle karşı karşıya kalınca daha da bilinçlenecekler ve dünyayı kurtarmanın ardına düşecekler…

(Server Tanilli’nin 6 Aralık 1999 tarihinde Hürriyet gazetesine verdiği röportajından)