Erdoğan başka bir evrenden açıkladı: Enflasyonun ateşi düşmeye başladı

AKP'li cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, DSİ tarafından 66 ilde yapılan ve proje yatırım bedellerinin 53 milyar lira olduğu 369 tesisin açılış töreninde enflasyona ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, artan enflasyona rağmen "Enflasyonun ateşi düşmeye başladı" dedi.

Erdoğan başka bir evrenden açıkladı: Enflasyonun ateşi düşmeye başladı

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonun ateşinin düşmeye başladığını savundu.

Erdoğan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce (DSİ) inşa edilen tesislerin açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan açılış konuşmasında, enflasyon ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan işsizlik verilerine ilişkin konuştu.

Erdoğan, “TÜİK tarafından bugün açıklanan ekim ayına ilişkin işgücü istatistikleri doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. İşsizlik oranı yüzde 8,5’e düştü. Bu rakamlarla işsizlik oranında Kasım 2012’den beri en düşük seviyeyi yakalamış olduk” dedi.

Erdoğan, günden güne artan enflasyon verilerini “Enflasyonun ateşi düşmeye başladı” sözleri ile değerlendirdi.

Erdoğan, su tasarrufuna ilişkin “Önlem almazsak çıkacak fatura daha da kabarık olacak. Türkiye olarak tüm süreçlerde öncü rol üstlenerek iklim değişikliği ile mücadele veriyoruz” dedi ve 21 yılda tarım ve su alanında tarihi adımlar attıklarını söyledi.

Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

“Açılış programımızda tek seferde toplam yatırım değeri 53 milyar TL’yi bulan projeleri hizmete alıyoruz. Aralarında, baraj, atık su ve taşkın koruma tesislerinin yer aldığı 369 farklı tesisin tüm milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Özellikle 3 tanesi ön plana çıkıyor. Mersin Pamuklu Barajı ile toplam 282 m3 su toplanacak. Yıllık 182 bin dekar araziyi suyla buluşturacak. Üreticiyi senelik 174 milyon kW/s elektrik üretimi ile ekonomiye katkı yapacak.

Türkiye’nin 66 ilindeki 113 bin dekar araziyi taşkınlardan koruyacağız. 369 tesisimizin her birinin aziz milletimize hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Tarım, ormancılık ve su alanlarında ülkemizin çehresini değiştiren eserlere imza atmanın bahtiyarlığı içerisindeyiz.

Su kaynaklarının sınırsız olmadığını unutmamalıyız. Giderek azalan bir kaynaktır. Hızlı tüketim ve kirliliğin etkisiyle maalesef hızla azalıyor. Su kaynakları üzerindeki baskılar da her geçen gün artıyor. Her yıl artan nüfusu da buna eklemek lazım. Türkiye ile birlikte tüm dünyada nüfus artarken, yer yüzüne düşen yağış miktarında değişim olmuyor. İklim krizi derinleştikçe su miktarı olumsuz etkilenmektedir.

Özellikle Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Akdeniz çanağındaki ülkeler iklim değişikliğinin olumsuz yansımalarını daha çok hissediyor. 2 sene önce Marmaris’te 9 bin hektardan fazla alan ciğerlerimizi yaktı. Kastamonu’da sel felaketi yaşadık. Önceki gün Zonguldak’ta meydana gelen heyelanda olumsuzluklar yaşadık.

Tüm insanlık olarak, suyu, toprağı, havayı, yeşili mülkü gibi gören anlayışın zararını ödüyoruz. Önlem almazsak çıkacak fatura daha da kabarık olacak. Türkiye olarak tüm süreçlerde öncü rol üstlenerek iklim değişikliği ile mücadele veriyoruz. Sıfır atık projemizle özellikle plastik atık konusunda kalıcı çözümler bulmak için çalışıyoruz.

Tarım ve gıda suya en fazla ihtiyaç duyan, suyun vazgeçilmez olduğu sektörlerdir. Ülkemizin gıdasını garanti altına almak suyu koruma altına almaktan geçiyor. Biz yaygın kanaatin aksine su zengini bir ülke değiliz. Su stresi çeken ülkeler grubundadır Türkiye. Zaten sınırlı olan su kaynaklarımızı Irak ve Suriye gibi komşularımızla paylaşmak zorunda kalıyoruz.

Türkiye’nin boşa harcanacak 1 damla dahi suyu yoktur. Su kaynaklarımızı kirletmek, ihanete eşdeğerdir. İstifademize sunulmuş su kaynaklarında gelecek nesillerin de hakkının olduğunu aklımızdan çıkartmamalıyız. Günlük hayatımızda alacağımız basit tedbirlerle israfın önüne geçebiliriz.”