FETÖ'den tutuklanan ABD Başkonsolosluk çalışanı Metin Topuz tahliye edilmiş

ABD basını, ABD ile Türkiye arasında gerilime sebep olan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz'un serbest bırakıldığını duyurdu.

FETÖ'den tutuklanan ABD Başkonsolosluk çalışanı Metin Topuz tahliye edilmiş

FETÖ’den tutuklanan ve 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un, serbest bırakıldığı duyuruldu.

ABD basınının önde gelen gazetelerinden Bloomberg, 2017 yılında gözaltına alınan ve 2020 yılında tutuklanan Topuz’un, üç yıl sonra tahliye edildiğini belirtti.

“Casusluk” ve “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçları ile yargılanan Topuz hakkında Bloomberg, “Türkiye – ABD ilişkilerine zarar veren ABD Başkonsoluğu çalışanını serbest bıraktı. Topuz’un tutuklanması, NATO müttefikleri arasındaki büyük krizi derinleştirmişti” ifadesinde bulundu.

Topuz’un avukatlarının konuyla ilgili bir açıklama yapmadığını belirten Bloomberg, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu sözcüsünün “Metin Topuz hakkında çıkan haberlerden haberdarız. Topuz’un ailesinin talebine saygı duyarak, daha fazla yorum yapmayacağız” sözlerini aktardı.

“YABANCI YATIRIMCILARI CEZBETMEYE ÇALIŞTIĞI DÖNEME DENK GELDİ”

Bloomberg, “Haber, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetinin, Biden yönetiminden F-16 savaş uçakları istediği ve yabancı yatırımcıları cezbetmeye çalıştığı bir dönemde geldi” dedi ve ekledi:

“Haber, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetinin Biden yönetiminden F-16 savaş uçaklarıyla yabancı yatırımcıları cezbetmeye çalıştığı bir dönemde geldi. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler 2016’daki darbe girişiminin ardından kötüleşmişti”

ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE KRİZE NEDEN OLMUŞTU

ABD diplomatik misyonu suçlamaları reddetmiş ve Topuz’un serbest bırakılmasını istemişti. ABD, Topuz’un tutuklanmasına tepki olarak 2017 yılında bir süre Türkiye’den göçmen olmayan vize başvurularını askıya almıştı. Türkiye de karşılık olarak ABD vatandaşlarına uyguladığı e-vize uygulamasını durdurmuştu.

Topuz’un, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu öncesi, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili olan firari Zekeriya Öz ve operasyonu düzenleyen emniyet müdürleri ile düzenli olarak telefonla görüştüğü iddia edilmişti. Topuz ise “Bağlantılarım işimin bir parçasıydı. Karar mercii ben değilim, üstüm tarafından söyleneni yaptım” ifadesiyle kendini savunmuştu.

Topuz, ABD Başkonsolosluğu’ndaki Amerikan Federal Narkotik Dairesi (DEA) irtibat ve danışma elemanı olarak görevinden alınmış ve hakkında “terör örgütü üyeleriyle irtibat” suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı. Topuz hakkında başlatılan soruşturma, Türkiye-ABD ilişkilerinde gerginliğe neden olmuş ve diplomatik bir krize yol açmıştı.