Hablemitoğlu davasında yeni gelişme: Öldürenleri biliyorum ama söylersem herkes ölür

Necip Hablemitoğlu davasında tanık olarak dinlenen yazar Ergün Poyraz, mahkeme heyeti tarafından faillerin sorulması sonrasında "Bu heyetle paylaşırsam herkes ölür. Ben buradan Aydın’a dönemem" yanıtını verdi.

Hablemitoğlu davasında yeni gelişme: Öldürenleri biliyorum ama söylersem herkes ölür

Necip Hablemitoğlu suikastı duruşmasında tanık sıfatıyla konuşan yazar Ergün Poyraz, mahkeme heyetinin failleri sorması üzerine “Bu heyetle paylaşırsam herkes ölür. Ben buradan Aydın’a dönemem” dedi.

12punto.com.tr’den Müyesser Yıldız’ın haberine göre mahkemede tanık olarak ifade veren Poyraz, mahkeme başkanının “Biliyorsanız, isim verin” sözlerini sarf etmesi üzerine “Araştırmalarım sonucunda tespitlerim var. Cinayet yerinin 75 metre yukarısında bir sauna var, AKP’lilerin gittiği. Orası araştırılsın ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

Akademisyen Necip Hablemitoğlu suikastı davasının 14’üncü celsesi Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.

Mahkemede firari sanık Nuri Gökhan Bozkır dışındaki 5 tutuksuz sanık duruşma salonunda, başka suçtan tutuklu Enver Altaylı da Sincan Cezaevi’nden SEGBİS bağlantısıyla hazır bulundu.

Ayrıca Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu da duruşmaya katıldı.

Davada tanık olarak dinlenen yazar Ergün Poyraz, AKP eski milletvekili Ramazan Toprak ve Savcı Zafer Ergün’e yönelik suçlamalarda bulundu.

Poyraz şunları söyledi:

“Ramazan Toprak isimli şahıs, Necip Hablemitoğlu’nu kötülemek, onu bir kere daha öldürmek için ağır ve yalan iftiralarda bulundu. Bunlar da aynen iddianameye geçti. Necip Hablemitoğlu’nun, benim ‘Patlak Ampul’ kitabımın yayımlanmaması için hiçbir dahli olmadı. Aksine; yayımlanması için çalıştı ve önsözünü yazdı. Kitap da 2002 seçimlerinden önce yayımlandı. Sanırım bu iddianameyle başka bir oyun çevireceklerdi, yarı yolda kaldılar.”

Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın da Poyraz’a Ergenekon davasında “Hablemitoğlu’nu öldürtenleri ve tetikçiyi bildiğini” söylediğini hatırlatarak faillerin isimlerini verip veremeyeceğini sordu.

Poyraz, “Veririm, ama mahkeme kurtulamaz” dedi.

“PAYLAŞIRSAM BURADAN AYDIN’A DÖNEMEM”

Sonrasında yaşanan diyaloglar şu şekilde:

Başkan: Biliyorsanız, isim verin.

Poyraz: Biliyorum, delil yok. Araştırmalarım sonucunda tespitlerim var. Cinayet yerinin 75 metre yukarısında bir sauna var, AKP’lilerin gittiği. Orası araştırılsın ortaya çıkar.

Başkan: “Tetiği çekene kadar söylerim” demişsiniz.

Poyraz: 2 çocuğum, eşim var. Kim koruyacak? Hala başım beladan kurtulmuyor.

Başkan: Burada söylemenizin şöyle bir vicdani sorumluluğu var…

Poyraz: Bir de can sorunu var.

Av. Ersan Barkın: Şimdi güvenlik sorununuz yok. Bu heyet FETÖ’cü değil.

Poyraz: Bu heyetle paylaşırsam herkes ölür. Ben buradan Aydın’a dönemem.

Başkan: Yani isim vermeyeceksin.

Av. Eren Turan: Peki kim olmadığını söyleyebilir misiniz?

Başkan: Evet, huzurdaki sanıklar mı? Tetiği çeken, yardım eden bu sanıklar mı?

Poyraz: Bunlardan birisinin en ufak dahli olduğunu bilmiyorum.

Üye Hakim: Gizli tanık olmayı düşünmediniz mi?

Poyraz: Gizli tanıklık müessesine karşıyım. Bu tarihe kadar olmadım, bundan sonra da olmam.

Av. Ersan Barkın: Bu isim hala etkin mi? Muvazzaf, emniyet, polis, asker – kimse; aktif ve çekinmeniz gereken biri mi?

“EMNİYET İSTESE FAİLLERİ 24 SAAT İÇERİSİNDE BURAYA GETİRİR”

Poyraz: Bu örgüt farklı. Şengül Hablemitoğlu’nun o sabah gördüğü, uzman çavuş olduğu söylenen iki kişi araştırılsın.

Levent Göktaş: Hakkınızda koruma kararı çıkarılsın.

Poyraz: Emniyet istese failleri 24 saatte buraya getirir. İstemedikçe, ne anlatsam boş.

Başkan: Başka bir oturumda da olur, bilgi vermek istersen, biz de elimizden geleni yaparız.

Poyraz: Uzman çavuş olduğu söylenen o kişiye uzman çavuş olup olmadığı sorulsun.

Fikret Emek: Ben Ergun Poyraz’ı mert, korkusuz biri olarak tanıdım. Burada hayatımız söz konusu. İftiralarla katil olduğumuz söyleniyor. Kendisinden ricam, koruma kararı çıkarsın. Olmazsa ben gider korurum. Bildiklerini kapalı oturumda anlatsın.

Başkan: Devlet korur.