İmamoğlu, CHP il başkanlarının açıklamasını eleştirdi

İmamoğlu, CHP il başkanlarının açıklamasını da eleştirerek, "Böyle bir açıklamanın yerine 81 il başkanının adına açıklama yapan kişilerin değişim sürecine dönük nasıl bir yol haritası ortaya koyacakları bir metin olabilseydi ya da öyle bir önümüze ışık tutabilselerdi" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, CHP il başkanlarının açıklamasını eleştirdi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019 yerel seçimlerinde elde edilen zaferin dördüncü yılında ’23 Haziran Demokrasi Şenliği’ programında açıklamalarda bulundu.

Ekrem İmamoğlu açıklamalarında seçimlerin ardından CHP’de başlayan ‘değişim’ tartışmalarına değindi.

“Muhalefet bileşenleri olarak, 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem Meclis hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ne yazık ki kaybettik” diyen İmamoğlu, “Vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. Çare olamadık. İktidar değiştirecek bir güven ve umut ortamını ne yazık ki oluşturamadık. Bugün içinde olduğumuz tablo, sadece bir seçim yenilgisi tablosu değildir. Çaresizlik ve ümitsizliğin Türkiye’yi giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklediğini hep birlikte görmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, şöyle devam etti: “Dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşamakta zorluk çekerler. Muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar, iktidarların merhametine terk edilir. Toplumun bizden esaslı bir değişim beklediğini biliyoruz. Bu değişimi gerçekleştirmek zorundayız. Vatandaşlarımızın beklentisini karşılamak ve de bu anlamda üstün bir çabayı ortaya koymak zorundayız. Yoksa, asla ve asla, bu şekilde davranırsak, bulunduğumuz mevzileri koruyamayız. Daha da kötüsü, uzunca bir süre toplumsal muhalefetin değişim arzusunu ve umudunu yeniden harekete geçirmekte zorluk çekeriz.”

“Bu tablo devam ederse, önümüzdeki yerel seçimlerde de elde etmeyi istediğimiz üstün başarıyı elde etmekte zorluk yaşarız” diyen İmamoğlu, şunları ifade etti:

“Türkiye muhalefetini hep birlikte buradan çıkartmak zorundayız. Bunu çıkartmak, her zaman olduğu gibi CHP’nin göstereceği kararlı değişim iradesine bağlıdır. Bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etme ve kazanacak bir modeli hayata geçirmek zorundayız. En acil ve en hayati ihtiyaç budur. Sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmenin de yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Değişime direndiğimiz her dakika, toplumla aramızdaki mesafeyi aştığımızı unutmamak zorundayız. En şeffaf haliyle vatandaşı dinlemek, taleplerini almak, onlarla beraber güçlenmenin, vatandaş katılımını, siyasete, muhalefete katılımını en güçlü şekilde artırmak zorundayız. Muhalefette yaşanacak yenilenmenin, yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da en güçlü anahtarı olduğunu herkesin bilmek zorunda olduğunu burada ifade etmek isterim.”

Toplumun çok güçlü ve esaslı bir değişim beklediğini belirten İmamoğlu, “Bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentilerini karşılayabilir ne de bunu sağlayabiliriz. Yeni ittifakların toplumda güven tazelemesi, iktidar umudunu diri ve enerjik tutmasının bir zaruret olması prensibi üzerinden değişmeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet, çok net olarak iktidarı da değiştirmekte güçlük çeker ve milletimize ciddi anlamda zarar verir. Ülkeye demokrasiyi getirebilmek için, bu anlamda kendimizi değiştirme konusunda yoğun bir çaba, çalışma, çalıştay, vatandaşlarla buluşma ve bu konuda kararlılığı ifade etmek durumundayız” diye konuştu.

“Tarih, geçen yüzyılda CHP’ye, Türkiye’nin modern ve güçlü bir devlet olmasına öncülük etme rolü vermiştir” diyen İmamoğlu, “Zaman, şimdi bize toplum eliyle daha güçlü bir demokrasi inşa etme sorumluluğu kayıtsız şartsız sunuyor ve bu sorumluluğu yüklüyor. Bu görevden asla ve asla kaçmayacağız. İstanbul’da değişimi gerçekleştirdiğiniz ve 4 yıldır sürekli artan bir destekle sahip çıktığınız için, sizlere ve tüm hemşerilerime yürekten teşekkür ediyorum. Sizin desteğiniz, iradeniz ve emeğinizle İstanbul değişti. Sizlere, bu eşsiz şehre ve ‘Durmamak üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar’ diyen Atatürk’e layık bir yönetici olabilmek, benim için hayatım adına en büyük onurdur. İstanbul’dan sonra tam ve gerçek bir demokrasinin, adalet ve liyakatin bu ülkenin bütün kurumlarında, hayatın bütün alanlarında hakim olmasını yürekten diliyorum. Bu konuda sonsuz çabayı ortaya koyması gereken en öncü kurumun Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu tekrar hatırlatıyorum. Bu anlamda üzerimize düşen sorumluluğu, kayıtsız şartsız bir biçimde yerine getirme konusunda her zaman olduğu gibi, kararlı bir nefer olacağımı da buradan bütün vatandaşlarımıza duyuruyorum” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, açıklamarında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

“Kurultayda aday olacak mısınız?” sorusuna İmamoğlu, “Sayın Genel Başkanımız’la ilgili ‘çekil’ gibi tarifler benim adıman kullanılamaz. Bir süre vermek gibi bir şey söz konusu değil. Bu haftayı önemsediğimi kendileri biliyor. Değişimle ilgili konuştuğumuz kavramlara dair bir gelişme beklendiği doğrudur. Bu şahsi bir gelişme değildir. Toplumsal bir beklentidir. Beklentileri karşılayan bir grup toplantısı olmuş mudur ya da olmamış mıdır, o halkın, CHP’lilerin takdiri. Benim beklentilerimi karşılamamıştır” yanıtını verdi.

İmamoğlu, şöyle devam etti: “CHP Genel Başkanlığı’na aday olmak gibi bir kavram da asla konuşulmadı. Ben hiçbir zaman bu sürece dair sohbetlerde bir makam biçmedim. Ben tamamen bir değişim sürecine talip olduğumu ve buna liderlik etmeye hazır olduğumu ifade ettiğim doğrudur. Ama bir süreç tarifidir, kişisel bir makam tarifi değildir. Ben İBB başkanıyım. Makamla ilgili bir tarif yapacak kişi olmam.”

CHP il başkanlarının ortak açıklamasına eleştirilerde bulunan İmamoğlu, “81 il başkanını bilmiyorum. Bir metin hazırlanmış galiba, yöntemi hakkında bir bilgim yok. Ama dört il başkanının hazırladığı konusunda bir bilgiye sahibim. Ben il başkanlarını dinliyorum, beni ziyaret eden il başkanları oldu. Ne düşündüklerini biliyorum. Bu bağlamda parti içi bir meselenin daha derinlemesine bir şekilde izah edilmesini de doğru bulmuyorum. Böyle bir açıklamanın yerine 81 il başkanının adına açıklama yapan kişilerin değişim sürecine dönük nasıl bir yol haritası ortaya koyacakları bir metin olabilseydi ya da öyle bir önümüze ışık tutabilselerdi. Bu metnin 81 il başkanının bile büyük oranda kabul edebileceği bir metin ya da fayda sağlayabilecek bir metin olduğunu düşünmüyorum.”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun basına yansıyan “Önce İstanbul seçimini halledelim, sonrasına bakarız” açıklamasının doğru olduğu ve İBB seçimi için kendisinin aday olmasını istediği şeklindeki soruya İmamoğlu, şöyle yanıt verdi:

“Kesinlikle bu şekildeki tarifi doğrudur. ‘Önce İstanbul meselesini halledelim ve ondan sonra bu değişimi yapalım’ tarifi, bu basına da yansıdı, yansıdığı şekli doğrudur. Kendileri ‘Önce İstanbul meselesini halledelim, daha sonra Genel Başkanlık meselesi doğrultusunda bir süreç tarifleyerek izahı olmuştur. Ben de meselenin tam da İstanbul meselesi olduğunu, ortaya koyacağımız CHP’deki kapsayıcı değişim sadece bir vitrin ve ardından seçim takvimi açıklamak değil. Bu süreci bütün partinin dinamik unsurlarıyla değişim sürecini inşa eden bir CHP’ye oturmadığı takdirde önümüzdeki yerel seçimlerin de bir sorun olduğunu, iktidarla vereceğimizin iki parti değil, ittifaklar mücadelesi olduğunu, bu konuda alınması gereken tedbirler olduğunu ifade ettim.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun “Genel Başkan olabilir mi rahatlıkla? Olamaz, sıkıntısı var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olabilir mi? Sıkıntısı var” sözlerine yanıt veren İmamoğlu, şunları söyledi:

“Kötü olan partinin içinde böyle bir konunun gelmesi. Tam da ‘Ama onun siyasi yasağı var’ klişesiyle gündeme gelmesi çok acı. Ne yazık ki çok vasat açıklama. Bu vasat açıklamanın sahibinin muhattabı ben değilim, sayın Genel Başkan. Sayın Genel Başkanımızın gereğini yapacağına inanıyorum. Bu vasat açıklamaları birkaç kez dile getirmiştir. Anlamsız ve gereksiz zamanlarda dile getirmiştir. Keşke bunu dile getirirken hiç yapılmamış biçimiyle ilk duruşmadaki hakimin nasıl görevden uzaklaştırıldığını, yeni hakimin durumunu, mahkemeye müdahale süreçleriyle ilgili yargının iktidar tarafından nasıl müdahale edildiğini belirterek bunu söylemiş olsa o vasatlığı pozitife doğru yönlendireceğim ama ne yazik ki çok vasat bir açıklama.”