Kızılay Başkanı Kınık, yurttaşları suçladı!
Kınık afetle mücadelede vatandaşa sorumluluk verilmediğini öne sürerek 'Vatandaşımızın hiçbir sorumluluğu yok, ama sınırsız hizmet beklentisi var' dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından AHBAP Derneği’ne sattığı çadırlarla gündeme gelen Kızılay’ın genel başkanı Kerem Kınık, bugün TBMM Depremleri Araştırma Komisyonu’nda sunum yaptı. Kerem Kınık, sunumunun ardından milletvekillerinin eleştiri ve sorularına yanıt verdi. Depremin ilk gününde bölgede olup olmadığına sorulan Kınık, “İlk gün oradaydık” dedi. Kızılay’ın ekiplerinin deprem bölgelerine hareket saatlerini paylaşan Kınık, “Biz, ilk saatlerde bölgedeydik ve bu elbisemizi de o günden beri çıkarmadık. Çağırdınız için bölgeden buraya geldik” diye konuştu.
Kınık, AHBAP’a satılan çadırlarla ilgili ise şunları anlattı:
“Yapılan işlem, benim haberim olmadan yapıldı. Fakat bizler, faaliyet gösterirken yüce Meclis’imizin çıkardığı mevzuatlara uymak durumundayız. Dolayısıyla bir cemiyetin iktisadi teşekkülü zarar edemez. Zarar ederse bu, kurum zararı olarak bize döneceği için ben, Kızılay cemiyeti olarak kendi iktisadi teşekkülümden çadırı para ile alıyorum. AFAD’ın alması da gayet doğal.
130 bin çadır içinde 2 bin 50 çadır… Kamuoyunda oluşan haklı itiraz, vicdani bir takım yaralanma şu sebepten oluştu. Olayın gerçek boyutu; AHBAP’a çadır alsın diye bağışlanmış olan paralar, yanı çadır şartı ile bağışlanmış olan paralar, AHBAP’ın çadır almak için tedarik noktasında dünyanın en büyük afet çadır üretme kapasitesine sahip olan Kızılay cemiyetine dönmüş. Kızılay cemiyetinin de satış ekibi, bu çadırlar AFAD’a teslim edileceği ve bölgeye gideceği için, -halbuki bu çadırlar Uluslararası Göç Örgütü için üretilmiş ve depoda sevk edilmeyi bekliyor, Göç Örgütü’ne dönüyor arkadaşlar, bölgeye sevk edilecek- AHBAP bunu talep ettiğinde şirketten, AFAD’a teslim edeceğini düşündüğünden bizle istişare etmemişler. Bana, genel müdürümüze sorsalardı biz, ‘Göndermeyin, bizim lojistiğimiz var, kendimiz götürürüz’ derdik. Sonuç itibariyle 10 Şubat tarihinde verilen çadırlar bölgeye götürülmüş ve kurulmuş.
Kızılay, kendi depolarında olan çadırı götürüp bir vatandaşa ya da AHBAP Derneği’ne sattı diye lanse edildiği için, gerçek çarpıtıldığı için kamuoyunda itiraz olmuştur. Vatandaşın bağışı ile yapılan çadır, vatandaşa para ile satılan çadır yoktur. Vatandaşa para ile satılan gıda kolisi yoktur. Günlerce ekranlarda en mahremimize kadar, ailemize kadar tehdit edilip; vatandaş artık linç objesine dönüşen bu hadisede gerçeği görmek istemedi.
Vatandaşa yönelik ticari satış olmamıştır, olamaz da. Bu cemiyetin iktisadi teşekkülü, çadır şartlı bağışı ile bize gelen bir firmaya, bizim dediğimiz dışında, bu 2 bin 50 taneyi, bizim 1,5 günlük üretimimiz olan çadırı vermiştir. Çadır da ertesi gün AFAD’ın gösterdiği yere kurulmuştur.”
Kınık, “Afet yönetimi, artık toplum temelli afet yönetimine dönüşmüştür. Türkiye Afet Müdahale Planı içinde vatandaşımıza rol verilmemektedir. Vatandaşımızın sorumluluğu yoktur, ama en temel sorumluluğun vatandaşımızda olması gerekir. Vatandaşımızın hiçbir sorumluluğu yok, ama sınırsız hizmet beklentisi var” diye konuştu.
Kınık, yerel yönetimlere yönelik ise “Afeti bütün dünyada yerel yönetimler taşır. İtfaiyeler taşır. Yasal mevzuat açısından bunun geliştirilmesi gerekiyor. Herkes kendi riskini bilecek ve azaltacak. Kurumlar da kendi riskini azaltacak” dedi.