Yükseköğretimde sorunlar gittikçe derinleşiyor
2023-2024 Akademik Yılı pek çok üniversitede dün başladı. Ancak çözülmesi gereken sorunlar hala gündemde. Sorunların başında eğitimin kalitesi, akademik özerklik, barınma ve vakıf üniversitelerinin fahiş ücretleri temel sorunların başında geliyor.
Yükseköğretimde 2023-2024 dönemi, dün resmen başladı. Üniversite öğrencileri ve akademisyenler, 2023-2024 Akademik Yılı’na birçok sorunla birlikte girdi. AKP iktidarında büyük kan kaybeden akademideki sorunlar yumağı, adeta kangren halini aldı. Türkiye’deki üniversitelerin eğitim kalitesindeki düşüş, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının raporları ile ortaya konulurken akademik özerklik, üniversitelilerin barınma sorunu ve vakıf üniversitelerinin yüksek ücretleri akademik yılın açılışına damgasını vurdu.
BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre öğrencilerin, “Üniversitelerin bağımsızlığının üzerinde kılıç sallandırdığı” gerekçesiyle tartışılan YÖK’ten duyduğu memnuniyetsiz, Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı’nın (ÜNİAR) araştırması ile ortaya konuldu. Araştırma kapsamında Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin, “Üniversitelerden tatmin olma düzeyleri” belirlendi.
YÖK’E GÜVEN YOK
ÜNİAR’ın çalışmasına göre, 2020 yılında 85, 2021 yılında ise 86 olan öğrencilerin YÖK’ün yönetim ve işleyişinden memnuniyet puanı, 2023 yılında 54’e kadar geriledi. YÖK ile birlikte üniversiteler de öğrencilerin gözünde sınıfta kaldı. Toplam 126 devlet üniversitesinden 53’ünün öğrencilerden aldığı memnuniyet puan ortalaması FF olarak kaydedildi. Toplam 73 vakıf üniversitesinden 33’ünün ortalama notu da FF olarak kayıtlara geçti.
BARINMA KRİZİ
Milyonlarca üniversiteli, hemen her dönem olduğu gibi 2023-2024 döneminde de barınma sorunu ile karşı karşıya bırakıldı. Üniversiteye yerleşebilenler, devlet yurtlarının yetersiz kapasitesi nedeniyle adeta çaresiz duruma getirildi. Büyükşehirlerde özel yurt ücretleri yıllık 100 bin TL’ye ulaşırken kiraların da birçok kentte 20 bin TL’den başlaması, öğrencileri cemaat ve tarikat yurtlarına mahkum etti.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın verileri de yükseköğretimdeki barınma krizinin devam edeceğine işaret etti. 2023 yılının ilk yarısında 7 bin 363 yatak kapasitesi hizmete girse de aynı dönemde fiziki şartların yetersizliği nedeniyle 8 bin 874 yatak hizmetten kaldırıldı. Böylelikle, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 876 bin 942 olan devlet yurtlarının yatak kapasitesi, 30 Haziran’da 874 bin 693’e geriledi.
BESLENME SORUNU
Kafasına sokabileceği bir yurt ya da ev bulabilen öğrencilerin karşısına bu kez de beslenme problemi çıktı. Koordinatörlüğünü Hacer Foggo’nun yaptığı CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi’nin, “Genç Yoksulluğu Dosyası” öğrencilerin beslenme sorununu tüm çıplaklığıyla yüzlere çarptı. Dosyaya göre, devlet üniversitelerinde yemek ücretleri yüzde 75 ile 80 arasında artış gösterdi. Raporda, yemek ücretlerinin KYK tarafından verilen burs veya kredi miktarlarından fazla olduğu vurgulandı. Verilere göre, KYK burs ve kredi miktarları bin 250 TL iken üç öğün okul yemekhanesinden beslenen bir üniversite öğrencisinin aylık yemek masrafı bin 275 TL olarak hesaplandı.
ÖĞRENİM ÜCRETLERİ
YÖK’ün vakıf üniversitelerine yaptığı, “Ücretlere enflasyonun üzerinde zam yapmayın” uyarısının etkisizliği, 2023-2024 dönemi öğrenim ücretlerinin açıklaması ile bir kez daha gözler önüne serildi. Vakıf üniversiteleri ücretlere fahiş zamlar yaptı. Bir öğrencinin yıllık eğitim masrafı ortalama 500 bin TL oldu. Çok sayıda üniversite, öğrenim ücretlerine yüzde 100’lere varan zamlar yaptı.
AKADEMİK ÖZERKLİĞE DARBE
YÖK’ün kuruluşunun ardından büyük darbe gören akademideki özerklik, AKP döneminde geri dönülemez şekilde azaldı. İktidarın 2012’de TBMM’ye sunduğu, “Yükseköğretim Yasa Tasarısı”nın yasalaşmasıyla üniversitelerdeki tahribatın boyutu daha da derinleşti. 1 Ocak 2018 itibarıyla tüm araştırma görevlileri yıllık sözleşmeli istihdam biçimi olan 50/d’nin kapsamına alınırken doktora eğitiminin ardından kadro alamayan araştırma görevlilerinin işsiz bırakılmasının önü açıldı. 2018 yılında doçentlik için gerekli olan yabancı dil puanı 55’e düşürülerek kadrolaşma kolaylaştırıldı. 2018 yılında yine AKP’nin teklifi ile TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yasa ile 13’ü devlet, ikisi vakıf olmak üzere 15 yeni üniversite kuruldu, çok sayıda üniversite ise bölündü.
DİRENİŞ 33’ÜNCÜ AYINDA
Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyuma karşı başlayan direniş 33 aydır sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, tam bin üç gündür rektöre sırtını dönüyor. Üniversite hocalarının özerk, özgür ve demokratik üniversite talebiyle “#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz” diyerek başlattığı direniş karşısında YÖK ve iktidar sessizliğini koruyor. Üniversite, rektör seçimine müdahale edildiği gün itibarıyla sürekli kan kaybediyor.