1 Mayıs kutlamalarının simge afişini tasarlayan Orhan Taylan'ın eserleri sanatseverlerle buluşuyor

Geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden ressam Orhan Taylan'ın eserleri sanatseverlerle buluşuyor. 1 Mayıs kutlamalarının simge afişini tasarlayan sanatçının eserlerinden oluşan sergi bugün açılacak.

1 Mayıs kutlamalarının simge afişini tasarlayan Orhan Taylan'ın eserleri sanatseverlerle buluşuyor

“Hiç bir atölye başka bir sanatçının atölyesine benzemez. Her biri, otuz-kırk yılın birikimleriyle dolup taşmış, her biri benzersiz bir araştırma-deneme birikimi oluşturmuş ve ressamın bugünkü çalışmalarına ışık tutan bir yaşanmış maceralar ortamıdır. Meraklısı için, engin bir keşif serüvenidir.” diye yazmış Orhan Taylan uzun yıllar yaşadığı ve çalıştığı Asmalımescit’teki atölyesinde.

 

Ressam ve heykeltıraş Orhan Taylan 4 Kasım 2023 tarihinde yaşamını kaybetmişti. Roma Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olan sanatçı, 1 Mayıs kutlamalarının simge afişi; dünyayı avucuna sığdırmış, havaya kaldıran nasırlı eller afişinin de ressamıydı.

Sanatçının bir süredir hazırlandığı Ankara sergisi, ne yazık ki Taylan’sız gerçekleşecek.

5 Ocak 2024 Cuma günü Taurus AVM Asma Kat’ta bulunan Platform A Sanat Galerisi’nde açılacak olan sergide, resimlerinin yanı sıra heykelleri de yer alacak.

 

ORHAN TAYLAN KİMDİR

Selanik kökenli, Samsun 1941 doğumlu ve İstanbulludur. Ressam Seniye Fenmen’in oğlu, Robert Kolej (Lise ’60) ve Roma Güzel Sanatlar Akademisi (’65) mezunudur. Orhan Taylan’ın eserleri dünyanın ve Türkiye’nin çeşitli müzelerinde bulunmaz. Karma sergilere katılmaz. Türk resim sanatı seçkilerine adını katmamak için çabalayanlara aldırmaz. Yurt dışında sergi açarken, oralarda ünlenmek hevesine kapılmaz. Hapishane anıları yazmak ya da sülalesiyle böbürlenmek gibi merakları yoktur. Başka sanatçıları yargılamak anlamına gelen resim jürilerinde ve bilirkişi heyetlerinde yer almaz. Sakal bırakmaz, pipo içmez. Resimde ustalık geleneğini küçümsemez. Gravür yapmaz, heykellerini çoğaltmaz. Resim öğretmenliğinin yaratıcılığa katkısı konusunda kuşkusunu saklamaz. Resimlerin önemsenmesi için uçuk fiyatlar konması gerektiğine inanmaz. Suluboya kullanmaz. Yağlıboyasını kendi yapmayı, oğlu Ferhat’ı, edebiyatı, Macintosh’unu ve büyük atölye düzeninin keyfini bir şeylere değişmez. Akşam içkisini ihmal etmez. Solaktır. Resmini, akımlar içinde adlandırmaz. Avangardizmin, deneysel-kavramsal çalışmaların resim sanatı yerine dayatılmasının sanatseverleri yanıltabildiğine inanmaz. İnsan hakları kavramını küçümsemez. Polis devletine de, şeriat devletine de karşı demokrasiyi savunmayı bir erdem sayar. Yurtdışında yaşamaz. İstanbul’da, Asmalımescit’te oturur, resim yapar.