İnsanın yüzüne bakacak haliniz var mı?

Kurtuluş Kılçer, Hrant Dink cinayetini, cemaatin askerlerinin, polislerinin, savcılarının bu cinayetteki rolünü ve onları bu cinayetten aklamaya çalışan Amerikancıları ve liberalleri yazdı.

Hrant Dink’in öldürülmesine yönelik soruşturmada yeni deliller bulunuyor. Bugün darbe ve Cemaat bağlantısı dolayısıyla tutuklanan 6 subayın, bu kalleşçe cinayetin olduğu gün, cinayet mahalinde bulundukları tek tek ortaya çıkıyor.

Hrant Dink katliamının tetikçisi belli. Bu tetikçiyi kollayan, buraya sevk eden, bu cinayetin emrini verenler de ortaya çıkacak. Bugün ortaya çıkan bazı deliller bu konuda kimlerin cinayetin arkasında olduklarına dair güçlü emareler barındırıyor.

Hrant Dink kalleşçe bir suikasta kurban gittiğinde Türkiye ayağa kalkmıştı. Herkes “derin devlet, asker vesayeti, Kemalist rejim, Ergenekon”  ve benzeri kavramlarla bu cinayeti birilerinin üzerine yıkmaya ve algı oluşturmaya çalışmışlardı.

Aslında mesele başka ve basitti. Türkiye dizayn edilmek istendi, Hrant Dink kurban seçildi. Amaç Türkiye’nin Amerikancı-liberal-gerici dönüşümünün önünü açmak, toplumda bu yönde bir kutuplaşma yaratmak, bu gerici dönüşümün önündeki devlet içindeki kesimlerin tasfiye edilmesine yönelik bir zemin hazırlamaktı. Ortada tam da burjuva devletlerin uygulaya geldiği aşağılık psikolojik harp yöntemi devreye sokulmuştu.

Dün Hrant Dink öldürüldüğünde en önde ABD elçisinin yürüdüğünü unutabilir miyiz? Bu operasyonunun Türkiye’nin karşı-devrimci dönüşümünün önünü açmak için planlandığı bugün bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Darbeci Cemaat’in askerleri tarafından uygulanan, darbeci Cemaat’in polisleri tarafından karartılan ve darbeci Cemaat’in savcıları ve hakimleri tarafından kapatılmak istenen bir tablo karşımızdaydı.

Bu cinayetin, siyasi sonuçlarına bakarken, Amerikancı gerici karşı-devrimci sürecin önünün yapılmak istendiğini görüyorduk.

Ancak ne yazık ki, sol adına, özgürlük adına, demokrasi adına siyaset yaptığını söyleyen bazı kesimler, liberaller, yetmez ama evetçiler, daha dün bu alçakça cinayet üzerinden ülkemizin dizayn edilmesinin siyaseten parçası haline geldiler. TKP, Hrant Dink cinayeti karşıtı yürüyüşe katılmazken, bu gerçekleri ifade etmeye çalışıyordu. Ülkemiz, adım adım gerici dönüşüme tabi tutuluyor, liberaller ise bunun bayraktarlığını yapıyor, 2010 yılında yetmez ama evet diyerek Cemaat’in yargıyı ele geçirmesine neden olan anayasa değişikliğine evet diyorlardı.

Bugün ortaya çıkan deliller tek başına Hrant’ın katillerini ortaya çıkarmıyor aynı zamanda siyasetin turnusol kağıdı da oluyor.

Hrant Dink üzerinden mangalda kül bırakmayanlar bugün ne diyecektir?

Abant toplantılarına katılan “Hrant’ın arkadaşları” bugün ne yapacaktır?

Yanıldık, göremedik, “millet ve Allah bizi affetsin” diyerek kurtulacaklar mıdır?

Tek başına Hrant Dink katledilmedi, ülkemiz de bir siyasi cinayete kurban edilmiştir.

“İkinci Cumhuriyet” diyerek, 1923 Cumhuriyeti’nin yıkılmasına destek olan ve yerine AKP eliyle kurulmakta olan bu gerici rejimin yolunu açan liberaller kalem bırakmalıdır.

Hrant Dink seni bu alçakça cinayete kurban edenleri ve bu cinayet üzerinden ülkemizdeki siyasi oyunları unutmayacağız.