Sağlık örgütlerinden Yıldırım'a 'özür' çağrısı

Türk Tabipleri Birliği, Başbakan Binali Yıldırım’ın skandal 'Acil servislere kız bakmaya gidiyorlarmış” sözlerine tepki gösterdi.

Sağlık örgütlerinden Yıldırım'a 'özür' çağrısı

Sağlık örgütleri, Başbakan Binali Yıldırım’ın AKP Grup Toplantısı’nda dile getirdiği skandal “Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Kız bakmaya gidiyorlarmış” sözlerine sert tepki gösterdi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık Emekçileri Sendikası’ndan (SES) yapılan açıklamalarda Başbakan Yıldırım’a özür çağrısı yapıldı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Başbakan Binali Yıldırım’ın AKP Grup Toplantısı’nda dile getirdiği skandal “Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Kız bakmaya gidiyorlarmış” sözlerine yaptığı yazılı açıklamayla tepki gösterdi. TTB, “Başbakanın ülkenin ‘acil’ sağlık ortamından haberi var mı?” diye sordu.

Başbakan Binali Yıldırım AKP Grup toplantısındaki “Dün bir arkadaşımız söyledi, çok ilgimi çekti. Acil servislere bayramda vatandaşlar gidiyorlarmış. Ne için gidiyorlarmış biliyor musunuz? Kız bakmaya gidiyorlarmış. Artık hastaneler o kadar şirin hale geldi ki, vatandaşlar oğullarını, kızlarını evlendirmek için acil servislere gidiyorlar, oralara yuvalar kurmak için ziyaretler yapıyorlar. Acil servisler artık sadece sağlık hizmeti vermiyor, yuva kurmak için de hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu” şeklindeki sözlerine tepki gösteren TTB, Başbakan Yıldırım’a şu soruları yöneltti:

– Acil servislere acil olmayan nedenlerle yığılmaların AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı ile tavan yaptığını,

– Türkiye’de yıllık acil servis vaka sayısının 115 milyonu, yani mevcut nüfusumuzu geçtiğini, bu haliyle Türkiye’nin dünyadaki “nadir” ülkelerden biri olduğunu,

– Cepten ödemelerin her geçen gün arttırıldığı sağlık sisteminde, başta Genel Sağlık Sigortası prim borçluları olmak üzere, sağlık güvencesi olmayan pek çok yurttaşımızın sıklıkla acil olmayan sebeplerle soluğu acil servislerde almak zorunda kaldığını,

– Sağlıkta akıl almaz boyutlara ulaşan şiddet olaylarının en çok 112 ve acil servislerde yaşandığını,

– Fiziksel ve ruhsal yıpranma oranlarının en çok acil servislerde görevli sağlık çalışanlarında görüldüğünü, Acil Tıp Anabilim Dalında görevli Asistan Dr. Melike Erdem’in yaşadığı tükenmişlik nedeniyle hayatına son verdiğini,

– Sağlık iş kolundaki iş kazalarının en yoğun yaşandığı yerlerin acil servisler olduğunu, Dr. Mustafa Bilgiç’in acil servis görevinde iken geçirdiği iş kazası nedeniyle 28 yaşında hayatını kaybettiğini,

– Ağır iş yükü, ardı sıra nöbetler, yanlış kadro politikaları, döner sermaye ve performans kaygıları nedeniyle Acil Tıp Anabilim Dallarında asistan eğitiminde kabul edilemez eksiklikler olduğunu,

– Güneydoğu Bölgesindeki çatışma ortamı ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle on binlerce yurttaşımızın acil sağlık hizmetlerine dahi erişiminin olmadığını, bu bölgede acil servislerde görevli meslektaşlarımızın yoğun baskı ve tehdit altında çalışmak zorunda kaldığını,

– Ve hepsinin ötesinde, sarf ettiği bu sözlerin kadın emek gücünün en yoğun olduğu iş kollarından biri olan sağlık iş kolunda, başta kadın sağlık çalışanlarını olmak üzere, acil servislerde görevli sağlık çalışanlarını cinsel nesne haline getirdiğini biliyor mu?

‘Başbakan’ı özür dilemeye ve ciddiyete davet ediyoruz’

Acil servislerdeki sorunları, şiddet olaylarını, hak kayıplarını defalarca dile getirdik, haykırdık, belgeledik, iş bıraktık, hukuki yollarla mücadele verdik. Bugün ne yazık ki Başbakan tarafından sarf edilen bu talihsiz sözler sözün bittiğini ortaya koyar niteliktedir.

Artık yeter, ülkemizin sağlık ortamı ile ilgili gayrı ciddi hiçbir yorum ve uygulamaya sessiz kalmayacağımızı tekrar hatırlatıyor, Başbakan’ı acil servislerde görevli sağlık çalışanlarından özür dilemeye ve hepsinden ötesi ciddiyete davet ediyoruz. Dileriz ki, Başbakan Binali Yıldırım’ın sözlerini yerinde dinleyen Sağlık Bakanı da çalışma ortamımıza yönelik çalışma ahlakı dışı bu yorumlara karşı tavrını koymaktan geri durmaz

SES: Derhal özür dilenmelidir

Sağlık Emekçileri Sendikası da Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘Acil servislere kız bakmaya gidiyorlar’ sözlerine yazılı bir açıklamayla tepki göstedi. Sendika’dan yapılan açıklamada Yıldırım’ın kadın sağlık emekçilerini itibarsızlaştıran ‘magazinsel üslup’ nedeniyle acil servisleri kullanan vatandaşlardan ve sağlık emekçilerinden derhal özür dilemesi istendi.

SES’in açıklaması şu şekilde

Başbakan’a Sesleniyoruz: Acil Servisleri Bir De Birlikte Gezelim!

AKP grup toplantısında yurttaşların artık acil servislere sadece tedavi için değil, çocuklarını evlendirmek için gittiklerini iddia eden ve hastanelerin oldukça “şirin” yerlere dönüştüğünü söyleyen Başbakan Binali Yıldırım’ı, sağlık alanındaki sorunları magazinselleştirmeyi bırakıp çözüm için adım atmaya davet ediyoruz. Bu açıklamalarla Başbakan sadece sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini değil, acil sağlık hizmetine ihtiyaç duyan vatandaşları da zan altında bırakmıştır. Vatandaş ile sağlık emekçisini karşı karşıya getiren, sağlık emekçilerini özellikle de kadın sağlık emekçilerini itibarsızlaştıran bu magazinsel üslup nedeniyle hem bu servisleri kullanan vatandaşlardan hem de sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinden derhal özür dilenmelidir.

Başbakan tarafından oldukça kaba biçimde “kız bakma yeri” olarak tarif edilen acil servisler özellikle kadın sağlık emekçilerine yönelik şiddetin ve tacizin en yoğun yaşandığı birimlerin başında gelmektedir. Böylesi açıklamalar, üslup sorununun da ötesinde, özellikle mevcut sorunların üzerini örtme gayretiyle yapılmaktadır. Acil servisler ve hastaneler başbakanın bahsettiği gibi “şirin” yerler değil, yıllardır çözüm üretilmeyen ve AKP’nin politikaları nedeniyle de sorunların patlama noktasına geldiği yerlerdir.

Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak şiddete, fiziksel, kimyasal ve biyolojik risklere rağmen hizmet üretmeye çalışıyoruz. Bunların yanı sıra nöbet, vardiya, aşırı çalışma, çalışma süresinin uzunluğu ve düzensizliği, stres, gebelik ve çocuk büyütmede sorunlar, eğitim ve araştırma olanaklarında kısıtlılık, yabancılaşma gibi çalışma koşulları ve çalışma ortamının sonucunda gelişen çok sayıda sorunumuz söz konusudur. Özellikle hastanelerin acil servislerinde hizmet üretirken şiddete ve mobbinge çok daha yoğun maruz kalıyoruz.

Acil servisler gibi hasta ve hasta yakınlarıyla doğrudan ve yoğun biçimde temas içinde olunan birimlerde çalışan çok sayıda sağlık emekçisi arkadaşımız şiddet nedeniyle hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Bir yandan da sokağa çıkma yasakları nedeniyle çok sayıda hastanenin çeşitli birimleri işlevsiz kılınmış, hastaların savaş koşullarında sağlık hizmetine erişimi neredeyse imkansız hale getirilmiştir. Bu koşullarda hizmet üretmeye çalışan sağlık emekçileri, özel harekat polisleri tarafından tehdit edilmiş, baskı görmüş ve çeşitli karalama kampanyaları ile linç edilmek istenmiştir. SES olarak üç sağlık emekçisi üyemiz bu süreçte öldürülmüştür. Tüm bu süreçlerle ilgili mücadelemiz devam edecektir.

AKP Hükümeti’nin neoliberal sağlık politikaları nedeniyle can pazarına dönüşen sağlık ortamı hem hastalar hem de emekçiler açısından oldukça olumsuzdur. Her yıl giderek çok daha fazla sayıda vatandaş, SGK prim borçlusu olduğu için bu hizmetten dışlanmakta, tedavi olabilmek için cepten ödeme yapmak durumunda bırakılmaktadır. Artan cepten ödemeler nedeniyle yoksul vatandaşlar, poliklinikler yerine katkı payı alınmadığı için acil servislere başvurmaktadır. AKP eliyle bir dışlama mekanına dönüştürülen sağlık kurumlarının derhal herkes için erişilebilir, ücretsiz ve nitelikli hizmet üretimine uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

Yıllardır dillendirdiğimiz sorunlara kulaklarını tıkayan Başbakana ve Sağlık Bakanı’na buradan tek tek bir daha anlatalım:

Torba yasalarla iş güvencemize ipotek koyuyor, emekçileri güvencesiz işlere mecbur bırakıyorsunuz.
Sağlık, sosyal hizmet ve sosyal güvenlik bütçeleri hazırlanırken kadınları yok sayıyor, Toplu İş Sözleşmesi masasında konuşmamıza dahi katlanamıyorsunuz.
Hastanelerde mobbinge ve sağlık emekçilerine yönelik şiddete karşı önlem almıyor, çalışanları korumak için kılınızı kıpırdatmıyorsunuz.
Çocuğun bakımı ile ilgili meseleler için kilit öneme sahip kreş konusunda yıllardır tek adım atmıyorsunuz.

Ücretsiz doğum izni süresinde yüz yüze kaldığımız sorunlarımızı görmezden geliyorsunuz.
Kadınların yasal haklarını değil ısrarla geleneksel rollerini hatırlatarak biz kadın emekçilerin güvencesiz çalışma koşullarını ses çıkarmadan kabul etmemizi bekliyorsunuz.
Hastaneler ve hizmet ürettiğimiz her yer bizler için mücadele alanıdır ve bizler taleplerimizin daha fazla görmezden gelinmesine izin vermeyeceğimizi buradan bir kez daha bildiriyoruz.